Oturuyorum Özsüt'te. Sonsuz bir hayattan bezmişlikle, popomun değil belimin üzerinde oturuyorum, yayık ayranı modeli. Kayıtsızca, işten çıkmış insanları izliyorum. Yanımdan bir dede ile 8-9 yaşlarında torunu geçti. Dedenin böyle pamuk gibi saçları var, torunun elinden tutmuş, tıngır mıngır yürüyorlar. Dede soruyor torununa "dondurma ister misin?" O an dayanamadım, gülümsedim, çok tatlı bir andı, kafamda fotoğrafını da çektim, böyle sevecen, şeker, ne biliyim. Bana birşeyleri hatırlattığından değil. Ama böyle bir anı yaşamayı isterdim sanırım.
2 dededen birini beş yaşımdayken kaybettim, hayal meyal hatırlıyorum, benimle oyun oynardı, severdim onu, keşke biraz daha geç vefat etseydi. Diğer dedem ise kaskatı bir insan. Onunla pek bir anımız olduğunu söyleyemem. Herşeyi eleştiren, söylenen, zaman zaman da insanı canından bezdiren, dünyaya at gözlüğüyle bakan bir asker. Ne yapıcaz, onu da öyle kabul ediyoruz işte. Atsan atılmaz:p
Genel olarak yaşlı insanlardan pek hoşlanmıyorum, çünkü sabır gerektiriyor onlarla konuşmak, birşeyleri uzun uzadıya açıklamak, ilgilenmek. Bende de maalesef sabır denen olgu gelişmemiş. Evet, biraz öküzlük var, ama napiyim. Ben de yaşlanacağım, tıpkı onlar gibi olacağım, ama ne istiyorum biliyor musun?
"Genç ölmek."
Şimdi değil de 30larımda bir gece uykudayken hık diye gitmek. Ya da acısız herhangi bir şekilde işte. Kendi yaşlılığıma tanık olmak istemiyorum. Ellerimde o titreme ve yaşlılık lekelerini görmeyi, kalp/damar/bok püsür hastalıklarla uğraşmayı istemiyorum. Zaten kendimi umutsuz vaka olarak gördüğümden kendime ölüm için sebepler hazırlarım gibime geliyor. Yalnızlığın altında ezilmek, kariyerde yerinde saymak, boktan finansal durum, kısılıp kalmışlık duygusu, içimde gittikçe büyüyüp adeta bir karadeliğe dönüşmüş olan tatminsizlik... Bakalım 30lara gelelim de bir, belki de hiçbiri gerçekleşmez ve ben de yaşlanmak istemediği için intihar eden insan olarak gazetelerin 3.sayfa haberlerine konu olurum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder